25

Gelincik tarlaları ve mukavvadan şehirler.

Dağlar oğlum dağlar,
Küçücük evlerini eşyalarla doldurup, artık kımıldayacak yerleri kalmayınca bunalan, başkalarını konuşmaktan kendi sesini bile artık duyamayan, bunca teknolojiye rağmen yine bunca vefasız olan, tek derdi cep telefonunu sürekli şarj edip, aynı yoldan işe gidip gelmek olan biz modern insanlar.

Dağlar oğlum dağlar,
henüz bizim bin şükür.
Küçücük hayatlarımıza uzaktan bakabildiğimiz yegane yerler.
Her şeyin küçüldüğü, düşüncelerin büyüdüğü yerler.



Etka'ya bir kaç hafta önce yamaç paraşütü yapanları göstereceğimize dair bir söz vermiştik.


Geçen sene Etka ve Annecik Türkiye'deyken çektiğim yukarıdaki karede ki abileri ve ablaları bulmak üzere Bişkeğe bir saat kadar uzaklıktaki Atabeyit'e doğru yola çıktık.


Rüzgar gülümüzü arabamızın penceresine iliştirip yola koyulduk.


Bir pazar sabahında yumuşak bir yatak ve serin bir havada uykusuz gözlere
mışıl mışıl uykuyu bıraktırmak dile kolay.
Neyse ki imdadımıza şehri çıkar çıkmaz bizi karşılayan bu güzel sarı çiçekler yetişti.


Havanın rüzgarlı oluşuna ve bu havada yamaç paraşütü yapanları görememe ihtimaline rağmen, dağların eteklerindeki kıpkırmızı gelincik tarlalarını görüp yola devam ettik.


Tanrı dağlarının yamaçlarını öbek öbek kıpkırmızı gelincikler sarmıştı.


Gelincik mevsiminin geçmiş olduğunu düşünürken karşımıza çıkan bu güzel sürprizin içine attık kendimizi.


Gelincik topladık.


Kokladık.


Çok güzeldi, gelincik tarlasında dolaşmak.
Her yer yemyeşil, kıpkırmızı.


Yeşilin içine kırmızı meğer nede güzel yakışırmış.


Sonra vurduk kendimizi dağlara, bayırlara.


Yamaç paraşütü yapan abilerin, ablaların atladıkları yere kadar çıkıp rüzgarı kontrol ettik.


Cık cık,
hava çok rüzgarlı, o yüzden kimse gelmemiş.


Babamla biraz antrenman yapıp,


dönüş yolunu yürümek üzere annemle beraber yola koyulduk :)


Rüzgar gülümüzü babamıza teslim edip,


Dik yamaçlarda koştura koştura yürüdük.


Biz yoğun bir haftanın içinde koştururken burada binbir renkte çiçekler açmıştı.
Dağlara geldik, yaşadığımızın şehir küçüldü küçüldü, uzaktan rengarenk görünen çiçekler büyüdü büyüdü.
Çok şükür, bin şükür.

Al eline bir değnek,
Tırman dağlara, söyle!
Şehir farksız olsun tek,
Mukavvadan bir köyle.

Uzasan, göğe ersen,
Cücesin şehirde sen;
Bir dev olmak istersen,
Dağlarda şarkı söyle!

Necip Fazıl
28

Geometrik Şekilleri Yuvalarına Götürmece :)

 Narın Gezimiz dönüşü Burada da kısaca bahsettiğim gibi çok dolu geçti günlerimiz
Çok uzun zamandır Etka paşa evdeki eldeki aktiviteleri yineledi :)
Hem gözden geçirmiş olduk hatırladık hem eksikleri tamamladık :)
Bu süreç güzel geçti aslında ama yine de yeni bişeyler aradı durdu :)
Bugün de pinterestten bir blogda gördüğüm fotoğraf fikir oldu bize


Beyaz kalın keçeden zemini, mor kalın keçeden de şekilleri kestim
Şekillerin içlerine cırtcırt yapıştırdım slikonla
Yan tarafına da uzun şerit cırtcırtlar yapıştırdım

Şekillere göre gurplandırıp sıralıyoruz
Sonra tek tek şekilleri alıp yuvalarına yapıştırıyoruz

Gündüz iki  akşam buçuk kez oynadı ilk günden :)
Sevdi anlaşılan :) devamı da gelir inşallah
Akşam performansı düşüyor genelde, biliyorum babayla eğlenceli oyunlar oynama isteğinin payı büyük:))

Üst azı dişlerini çıkaran Etka ilk defa bu yüzden (hastalık dışında) ateşleniyor, iştahı kesildi, huzursuz... Uykuları bölük pörçük ....
Okuyan teyzelerimizden amcalarımızdan dua istiyoruz, kolaylıkla atlatsın inşallah Oğulcuk :)
30

Tünelden Balık Toplama :)

Uzun zamandır yazamadık blogumuza
Anne (yani ben :) bu günlerde evimizi kimyasal olan çoğu şeyden arındırma gayretinde :)
Evet evet bunun için uğraşıyorum bir kaç haftadır
Okuyorum ,notlar alıyorum..
Meğer ne haybeye yaşıyormuşuz :)
Ama bende boş durmuyorum artık, geç olsun da güç olmasın öyle değil mi :)
Henüz tamamen olmasa da çabalarım devam ediyor ..
Yine de bu anlamda insanlık için küçük ama ailemiz için büyük adımlar attık :))
Sıvı sabunu bıraktık mesela :))
Şampuanı  kaldırdık :)
Sirkeyi  uzun zamandır temizlikte kullanıyordum zaten :)
Artık şampuan yerine saf sabun saç kremi yerine sirke ve yumurta sarısı kullanıyoruz :)
Bizden kısaca haberler böyle :)

Gelelim bugünki aktivitemize
Kapalı oyun alanlarında kaydıraktan kaymak için geçilmek zorunda olunan boru tünele alıştırmak amaçlı yapılmış bir aktivite :))

Daha önce trafik yolu yapımında kullandığımız kartonu rulo yapıp batlarla yapıştırıp sağlamlaştırdık :)
Ve tünelimiz hazır :)

Tünelin üzerini Etka boyamak isteyince Baba-Oğul özgün bir çalışma ortaya koydular :)

Tünelin içine daha önce Akvaryum yapımında kullandığımız keçe balıkları bantla yapıştırdık
Etka tünelden geçerken renklerine göre balıkları koparmasını istedik

Ama Oğulcuk o heyecanla Allah ne verdiyse eline hangisi geldiyse toplayıverdi :)
Renklere odaklanma amacımız gerçekleşmese de işin eğlenme kısmı başarıyla sonuçlandı :)
12

Etkaca 28. Ay :)

Günler geçiyor bir bir..
Giden ömürden gidiyor..
Evladın kokusunu içe çektiğimiz her gün her an şükürle dolu geçiyor..
Ne mutlu..
Gördüğümüz gülen bir çift gözse eğer yaptığımız herşeye değer :)

Şükür yazımız bu bizim..
Bu ay bir hafta gecikmeli oldu ama olsun :))
Baharın gelmesiyle dışarda geçirdiğimiz zamanlar arttı
Yazmaya pek fırsat bulamadık yani :)

Bir ay daha geçti Oğulcuk
Bu bir ayda Sen bir ay daha büyüdün..
Bir ay daha öğrendin..
Bir ay daha eğlendin..
Bir ay daha senle olmanın şükrünü hissettirdin..
İşte yıllar sonra okuyup hatırlayacağın bu bir ayın,özetle...

Hakan Abi (Hakaaa) en can dostun oldu :)

Ellerini ceplerine sokup yürümek tarzın...
Arabalar en sevdiğin oyuncakların oldu :)

Alsak mı almasak mı karar veremediğimiz ,en sonunda seneye ertelediğimiz halde babanın yine de dayanamayıp(!) sana sürpriz getirdiği Skoter en ilgini çeken şey oldu :)
Bir iki denemeden sonra olayı çözdüğün artislik hallerin de bizim neşemiz oldu :)

Geçen sabah dizimin üzerine düştükten sonra bize yaşattığın 1-2 sn en büyük korkumuz oldu...

Evimizin köşesinde ki marketten aldığımız 1 litre sütü eve kadar taşıyarak annesine en büyük yardımcı oldu :))
Babaya düşkünlük level atladı :)
İstemediğin de ifadelerin kesinleşti

Kapalı oyun alanlarında en üst kata kadar çıkman ve en yüksek kaydıraktan kayman eğlencen..
Yürüyen merdivenlerden tek başına inip çıkman cesaretin oldu :)

Gördüğün her yapraklı şeye AĞAÇÇÇ demen genellemen oldu :)
Tuvalet eğitiminde gösterdiğin başarı ailecek bizim için çok güzel oldu :))

Yolda yürürken yanından geçtiğimiz herkese el sallayarak selam vermen ,gülücükler dağıtman neşen-neşemiz oldu :)
Alt komşumuzun oğluyla aynı dili konuşmadığınız halde kurduğunuz iletişim şaşkınlığımız oldu :)
Hatta elinde ki rüzgar gülünü O'na hediye etmen mutluluğumuz oldu..

Can Oğul seninle geçen her gün bize 'Umut' oldu..
Elhamdülillah...
29

Bir Güzel Beklenti..

Dün güzel bir Perşembe olmasının yanında ayrıca bizim için çok da değerliydi.
Öğleden sonra telefonum çaldı :)
Arayan Eşimdi :))
Tahmin et çok sevineceğin birşey oldu dedi :)
Cümlesinin bitmesi üzerine söylediğim ilk şey : Duamı geldi...
Şimdiii şöyle 2 yıl kadar öncesine dönelim :)
Oğlumuz doğduğunda ismi çoktan hazırdı: Etka...
Dualarla karşıladık her anne baba gibi...
Etka gibi adına yakışır olsun, adına yakışır yetişsin inşallah ...
Babası göbek bağını kestiğinden itibaren Etka bir bireydi artık :)
Kendi kararları olan , kafasına göre takılan :))
2 yıl 3 ay geçti ...
Ve ben düne kadar 'Bir Güzel Beklenti' içindeydim...
Sadece eşimle paylaştığım ve sakın kimseye söyleme dediğim..
Başkalarında gördükçe içten içe gıpta ettiğim ama sabret elbet bize de gelecek dediğim..
Elime aldığım kadar gelişini beklemesi de kıymetli olan 'Bir Güzel Hâl' işte :))
Çok uzaklardan, isminin geldiği yerden bir dua geldi Etka'ya
'Kıtmîr Duası'...
Gelişi de geldiği 'Yer de'  çok kıymetli bizim için...
2 yıldır beklediğim, geleceğinden emin olarak beklediğim 'Bir Güzel Dua'

2 yıl sonra eşimin sorusu üzerine aklıma gelen ilk şey akşam ellerimdeydi...
Nasıl şükretmeli, ne demeli, nasıl ifade etmeli bilmiyorum ...

Canım Oğlum, Etka'm...
Yanlız olmadığımızı bilmek için bir dua bu...
Unutmamak için bir hatırlatma...
Geri durmamak için bir uyarı...
Layık olmak için bir fırsat bu...

Ömür boyu seninle olsun...
'Hayırlı Ömrün Olsun...'
8

Gönül Mecnûn gibi dil-beste olma zülf-i Leylâ’ya


Gönül Mecnûn gibi dil-beste olma zülf-i Leylâ’ya 
Seni sâhra-neverd-i aşk eden zîrâ Hudâ’dır hep

Günlerden bir mayıs mevsimlerden bahar, tatil vesilesiyle şöyle bir hava almak için kendimizi şehrin biraz dışına atıverdik.Koştuk oynadık,
Kışın o buzzz gibi karların altındaki dünya yavaşça yeşillendi,
nihayet çiçekler açtı, pufuduk pufuduk karahindibalar her yeri sardı.
Üfledik bol bol.
püff, öhö öhö, püff, hööff
İlk kez üfledim ben bu çiçeklere, yardım etmiş olmuşmuşum hemde.
yemyeşil çiçekler arasında koşturadurayım 
hayran hayran beni izleyen annem ve babam için söylesin haşmet

Gönül! Mecnun misali, Leyla’nın zülfüne hemen gönül bağlama. 
Çünkü seni aşk çöllerinde gezdirip duran Leyla değil, Mevlâ’dır hep.

Teşekkürler

.
Etkaca